10 Ocak 2014 Cuma

H3N2 Alarmı!

h3n2İnsanlık her zaman diliminde farklı, yeni virüsler ile haşır neşir olmuştur. Yakın zamana kadar hayatımıza kâbus gibi çöken virüs, domuz gribi olarak adlandırılan H1N1 virüsü idi. İçinde bulunduğumuz dönemde ise ondan daha ağır olan H3N2 virüsü insanlığın başına dert olmaya başladı. Bu yılın grip salgınına neden olan bu virüse yakalanan insanlar, ciddi sağlık problemleri ile uğraşırken tabiri caizse yorgan döşek yatıyorlar.

H3N2 virüsünün sebep olduğu hastalık kendisini çok ciddi bir halsizlik, baş ve eklem ağrıları, yüksek ateş ve daha sonra ortaya çıkartan öksürük ile gösteriyor. H3H2’yi diğer virüslerden ayıran en önemli özellik bildiğimiz standart gripten biraz daha ağır seyretmesi. H3N2’den kaynaklanan grip tüm yaş gruplarını vurabiliyor; fakat çocuklar, yaşlılar ve bazı kronik hastalıklardan muzdarip olan kişilerin riski daha ağır. Diğer virüslerle ortak özelliği ise hastalığın zatürreeye dönüşme olasılığı.

H3N2 grip virüsü ile antibiyotik kullanarak, C vitamini tüketerek baş edeceğini düşünenler yanılırlar. Çünkü virüsler hiçbir zaman antibiyotikten etkilenmezler. Ancak ve ancak üzerine eklenen ikinci bir bakteriyel enfeksiyon varsa o zaman antibiyotik kullanımı uzmanlar tarafından önerilir. Doğru olan hastalık geçirilirken göğüs ağrısı, nefes darlığı, yüksek ateş ve bilinç bulanıklığı gibi vakalar yaşanıyorsa mutlak surette bir hekime başvurulması, ilaçların da hekim tavsiyesi ile kullanılmasıdır.

Kişinin üst solunum yolları hastalıklarının seyri sırasında zatürreeye yakalanma riski yüzde 1, bronşite yakalanma riski ise yüzde 5 oranında seyrediyor. Uzmanlar bu nedenlerden ötürü H3N2 virüsü kaynaklı hastalığın süresinin uzaması durumunda bu komplikasyonlara göre değerlendirme yapılması gerektiğini belirtiyor.

Hastalığı atlatmanın, virüsle başa çıkmanın kati gereklerinden biri ise istirahat. Bu şekilde hem bir an önce sağlığınıza kavuşma sürecini hızlandırır, hem de üzerinizdeki virüsün başka kişilere bulaşmasının önüne geçmiş olursunuz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder