13 Mart 2014 Perşembe

Orkinos (Ton Balığı) Nedir?

orkinos-ton-baligiOrkinos (ya da bilinen genel adlandırmayla Ton balığı), uskumrugiller familyasından boyu 6 metreyi, ağırlığı 1 tonu bulabilen türleri olan ışınsal (parlak) yüzgeçli bir balık türüdür.

Tüm Dünyada Çay Efsaneleri ve Gelenekleri

bodhi_dharmaTüm dünyada sudan sonra en çok tüketilen 2. içecek çaydır. Çayın kendiliğinden sahip olduğu özelliklerin dışında, çay ile ilgili efsaneler ve hikayeler vardır.

Çay, “Camellia sinensis” bitkisinin kurutulmuş yapraklarının demlenmesi yoluyla elde edilen bir içecektir. Çay yapraklarının oksidasyon seviyelerine göre 4 çeşit temel çay vardır. Bunlar beyaz çay, yeşil çay,
devamı için : http://www.kotubilgi.com/tum-dunyada-cay-efsaneleri-ve-gelenekleri.html

11 Mart 2014 Salı

Normal Doğumun Avantajları ve Dezavantajları Nelerdir?

normal-dogum

Normal doğum; adı üzerinden olduğu gibi bebeğin normal, vajinal yolla doğurtulma işlemidir. Bu olay doğaldır, yani fizyolojiktir. Normal doğumun hem anne, hemde bebek için bir takım faydaları ve zararları vardır.

devamı için http://www.kotubilgi.com/normal-dogumun-avantajlari-ve-dezavantajlari-nelerdir.html

Tarçının Faydaları Nelerdir?

tarcin-agaciTarçın veya “cinnamomum verum”, yaprak dökmeyen bir ağaçtır. Ağacın kabuğu yaygın olarak kullanılır ve tarçın olarak adlandırılır.

Sri Lanka’da, Lauraceae ailesine özgüdür. Bu küçük ağaç Hindistan, Mısır, Sri Lanka, Brezilya, Endonezya ve Vietnam’da büyür. Ağacın kabuğunun kurutulması ve rulo şeklinde yuvarlanması ile hazırlanan antik bir baharattır. Tarçının sağlık yararları hakkında artan farkındalık dünya genelinde bu baharatı oldukça popüler bir hale getirmiştir. Muazzam kokusu ile tanınan tarçın, Fenikece bir sözcüktür. Bu ağacın kabuğu parça halinde ya da toz haline getirilerek önemli bir aroma maddesi olarak dünyanın çeşitli mutfaklarında kullanılmıştır. Özünün damıtılmasıyla elde edilen yağının ise karakteristik bir kokusu ve keskin bir tadı vardır. Lezzet ve kokusu, oksijen varlığında tarçının içinde bulunan”sinnamaldehit” maddesinin yaşlanması sonucudur.

Kimyasal Bileşimi:

Bu baharat içindeki kimyasal bileşenler öjenol, etil sinnamat, metil kavikol, linalol, sinnamaldehit ve beta-kariyofilendir.

Farklı İsimleri:

Karugapatta, pattai, Lavanga pattai, Kayu Manis, Çin tarçını, kurundu, Korunda, tvak, Dalchini ve qerfa olarak da adlandırılır. Değişik çeşitleri vardır. Cassia çeşidi, Seylan çeşidine göre daha koyu ve serttir.

cinnamonrollSağlığa Faydaları:

Yiyeceklere lezzet katmasının yanında sağlığa bir çok faydaları vardır. Bunlardan bazıları şunlardır;

-Cassia tipi soğuk algınlığı, mide bulantısı ve ishal tedavisi için bir bitkisel ilaç olarak kullanılır. Aynı zamanda enerji seviyelerini ve kan dolaşımını arttırdığına inanılır.

-Diyabet, soğuk algınlığı ve hazımsızlık tedavisi için kullanılan Ayurveda ilaçlarına dahildir. Tarçın tozu bitkisel çay yapmak için kullanılır.

-Kolesterol, trigliserid veya kanda mevcut olan yağ asitlerini düşürür.

-Araştırmalar bu baharatın her bir hapının 1 çay kaşığı tarçın tozuna eşdeğer şekilde etkili olduğunu ortaya koymaktadır. Bu hapların açlık kan şekerini azaltmada etkili olduğu kanıtlanmıştır.

family-cinnamon-Antifungal ve antibakteriyel özelliklere sahip olduğuna inanılan ve Candida albicans türü mantarların ve mide ülserlerinden sorumlu olan Helicobacter pylori bakterilerinin tedavisinde yaygın olarak kullanılır.

-Cassia türünde kan inceltici etkiye sahip bir bileşik olan doğal kumarin bulunur. Bu kanama bozukluğu olan kişiler için, pıhtılaşmayı önleyici bir ilaç görevi görür.

-Konsantre tarçın yağı aromaterapide bir uçucu yağ olarak kullanılır. Yatıştırıcı etkisi ve kalıcı aroması yıpranmış sinirleri sakinleştirmeye yardımcı olur ve dinlenmeyi sağlar.

-Tarçın aynı zamanda anti-inflamatuar özellikleri ile tanınır. Kızarmış ve işlenmiş gıdaların tüketimi nedeniyle dokuların içlerinde oluşan iltihabı tedavi etmek için kullanılır. Kalp krizi, felç, ateroskleroz ve koroner hastalıkların azaltılması için uygulanan anti-inflamatuar diyetlerin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu sayede kalp hastalıklarından korunmayı sağlar.

- Tarçın demir, manganez, kalsiyum ve lif bakımından zengindir. Bu minerallerin kombinasyonu safranın azaltılması ve ortadan kaldırılması için yardımcı olur. Daha sonra kolon hücrelerinde herhangi bir zarar oluşmasını dolayısıyla kolon kanserinin başlamasını önler. Ayrıca irritabl bağırsak sendromu hafifletmeye yardımcı olur.

-Sadece tarçın koklamak bile hafızayı güçlendirmektedir. Belirli görevler için bellek ve performans seviyelerini arttırdığı düşünülmektedir.

-Bu baharatın kabuğu bir çeşni olarak kullanılır. Yoğun çikolatalar ve kekler gibi tatlıların yanı sıra kuzu ve tavuk gibi lezzetli yemeklerin hazırlanmasında kullanılır. Bir katkı maddesi olarak, antioksidan özellikleri sayesinde besinlerin korunmasına yardımcı olur.

-Geleneksel olarak diş çürümesi, ağız kokusu ve diş ağrılarını tedavi etmek için yıllar boyu kullanılmıştır.

Çok yönlü bir baharat olduğundan çok çeşitli şekillerde kullanılabilmektedir. Hatta sindirime yardımcı olmak için doğrudan çiğnenebilir. Bu özel baharatın her evde ve her mutfakta özel bir yeri vardır. Tıbbi özellikleriyle de birleştiğinde tarçın inanılmaz bir baharattır!

10 Mart 2014 Pazartesi

Kış uykusu nedir? Hangi hayvanlar kış uykusuna yatar?

kis-uykusuKış mevsimi yaklaştıkça, hava soğur, günler kısalır, yapraklar renk değiştirir ve yere düşerler, kar toprağın üzerini kaplar. İnsanlar sıcak alışveriş merkezlerinde ihtiyaçlarını alıp, sıcak arabalarında, sıcak evlerine gelirler. Üzerlerine kazaklar, hırkalar giyerler.
devamı için http://www.kotubilgi.com/kis-uykusu-nedir.html

Erkekler eskiden nasıl tıraş oluyorlardı?

tras1991'de Avusturya Alpleri'nde buzullar arasında donmuş bir erkek cesedi bulundu. Şaşırtıcı olan cesedin 5.200 yıl önce yaşamış birine ait olması ve bugüne kadar hemen hemen hiç bozulmadan kalabilmesiydi. 'Alp Çobanı' adı verilen bu cesette dikkat çeken bir başka husus da, yüzünde sakal ve bıyık olmamasıydı.

devamı için http://www.kotubilgi.com/erkekler-eskiden-nasil-tiras-oluyorlardi.html

Eski insanlar tuvaletlerini nasıl yapıyorlardı?

tuvaletİnsanlar tarihlerinde çok uzun bir süre tuvalet kullanmadılar. Başlangıçta hayvanlar nasıl yapıyorlarsa, onlar da öyle yaptılar. İşlerini en yakın çalının dibinde veya bir ırmak kenarında görebiliyorlardı. Ancak toplumlar geliştikçe, köyler, kasabalar ortaya çıktıkça tuvalet ihtiyacını karşılamak için daha uzak mesafelere gitme zorunluluğu doğdu.

devamı için http://www.kotubilgi.com/eski-insanlar-tuvaletlerini-nasil-yapiyorlardi.html

Şemsiyelerin çoğunun rengi niçin siyahtır?

semsiyeŞemsiyeler ilk olarak 3400 yıl önce Mezopotamya'da, bir rütbenin, bir ayrıcalığın sembolü olarak kullanılmaya başlandı. Bu ilk şemsiyeler Mezopotamyalıları yağmurdan değil, yakıcı güneşten korumak için kullanılıyordu.

devamı için http://www.kotubilgi.com/semsiyelerin-cogunun-rengi-nicin-siyahtir.html

5 Mart 2014 Çarşamba

Telefon şehir kodları nasıl veriliyor?

telefon-koduTürkiye'deki telefon şehir kodları listesine bakarsanız, birbirine komşu şehirlerin kodlarının çok farklı, kod numaraları yakın olan şehirlerin ise birbirlerinden çok uzak olduklarını görürsünüz.
Bunun nedeni, kod sisteminin tuşlu telefonlar yaygınlaşmadan önce kadranlı telefonlara göre kurulmuş olmasıdır.
devamı için: http://www.kotubilgi.com/telefon-sehir-kodlari-nasil-veriliyor.html

Her derde deva 12 karışım!

her-derde-deva-12-karisim--4038108

Sağlıklı kalmak ve formunuzu korumak istiyorsanız bu tarifleri deneyin!


1. Havuç + Zencefil: Bağışıklık sistemini güçlendirir.
2. Elma + Salatalık + Kereviz : Kanseri önler, kolesterole iyi gelir, hazımsızlığa karşı etkilidir, baş ağrısını geçirir.

devamı için http://www.kotubilgi.com/her-derde-deva-12-karisim.html

3 Mart 2014 Pazartesi

Bira içenler niçin sık sık tuvalete giderler?

beer-biraBira, insanlığın en eski ve en güzel içeceklerinden biridir. Ama bu güzel içkinin küçük bir kusuru vardır. İki bardağı bitirene kadar en az iki kere de tuvalete gitmek zorunda kalınır. Neredeyse içilen bira kadarı tuvalete bırakılıp, gidilir.

Aslında bu olayın biranın sıvı kısmı ile pek alakası yoktur. Bira içince tuvalete gitme ihtiyacını hissettiren 'antidiuretic' denilen bir hormondur. Biz buna kısaca 'ADH' diyeceğiz. Vücudumuzda üretilen bu hormon idrar miktarını ayarlar ve doğrudan olmasa da kanımızdaki su miktarını etkiler.

Susuz kaldığımız zaman 'ADH' böbreklerimize sinyal gönderip idrar üretimini durdurtur. Böylece su harcaması kesilerek kanımızdaki su miktarı korunur ve plazmadaki tuz miktarının yükselmesine mani olunur. Yani 'ADH' vücudumuzdaki su ve tuz miktarını dengeleyen, koruyucu bir işlev görür.

Halk arasında idrar söktürücü adı da verilen bazı maddeler 'ADH'nin salgılanmasına mani olur. Bu durumda böbrekler idrar üretip üretmeyeceklerine karar veremezler ve sonunda üretmeye devam ederler. Mevcut dengenin bozulduğunu bilmeden suyu dışarı atarlar, insanı tuvalete gitmeye mecbur bırakırlar ve vücudun kurumasına sebep olurlar.

Vücudumuzdaki bu hormonu en çok etkileyen maddelerden biri de alkoldür. Birayı bolca içince, içindeki alkol nedeni ile 'ADH'den sinyal de gelmeyince böbrekler fazla mesai yaparak vücuttaki suyu idrar haline getirirler. Tabii biranın sıvı kısmının da buna katkısı vardır, ama aynı sürede, aynı miktarda su içildiğinde bu kadar tuvalet ihtiyacı duyulmaz.

Aslında aynı durum tüm alkollü içeceklerde de geçerlidir. İçilme zamanı ve miktarı biraya eşdeğer olduğunda aynı etki onlarda da görülür. Bu hormonu etkileyen bir diğer önemli madde de kafeindir. Kahve ile birlikte yeterli kafein alındığında 'ADH' salgılanması durur ve böbrekler idrar üretmeye devam eder.

Görüldüğü gibi içki içmenin sonuçlarından birisi de vücudun kurumasıdır. Buna karşı vücutta susama ile birlikte acıkma duyusu da uyarılır. Kaybedilen suya karşı gece yarısı yemek yeme ihtiyacı duyulur. Durum buna uygun değilse sabah kalkıldığında bir sürahi su içilir.

Biber neden acıdır?

kirmizi-biberBiber acı değildir. Acı, tatlının tersidir ve acıya örnek olarak kininin veya greyfurdun tadı gösterilebilir. Biber acı değil yakıcıdır. Bunun tersi ise serinletici olup, buna da örnek olarak nane veya mentol gösterilebilir.

Biberin yakıcılığı, içinde bulunan kapsaisin adı verilen bir tür bileşikten kaynaklanır. Bu maddenin büyük bir kısmı, biberin etli kısmında ve tohumlarında bulunur. Bu nedenle ucu pek yakıcı olmayan biberin, yenildikçe yakıcılığı daha çok hissedilir.
devamı için http://www.kotubilgi.com/biber-neden-acidir.html

Arabalarda hava yastıkları nasıl çalışıyor?

hava-yastigiHava yastıkları 80'li yılların başında ortaya çıktıklarından beri binlerce hayatı kurtarmışlardır. Aslında hava yastıkları İkinci Dünya Savaşı sırasında uçakların yere çakılmalarında bir önlem olarak tasarlanmış ve ilk patent o zamanlarda alınmıştı.

Hava yastıklarının arabalara uygulanmasında birçok problemle karşılaşıldı. Basınçlı havanın araba içinde muhafazası, süratle şişmenin sağlanması, ani şişme sırasında yastığın patlamasının veya kişiye zarar vermesinin önlenmesi
devamı için: http://www.kotubilgi.com/arabalarda-hava-yastiklari-nasil-calisiyor.html

Floresan lambalar niçin daha ekonomiktir?

Floresan-lambaFloresan lambalar ilk olarak 1939 yılında, NewYork Dünya Fuarı'nda 'General Electric' tarafından sergilendi. Amerikan evlerinin elektrikle aydınlatılmasından yaklaşık 60 sene sonra ortaya çıkan floresan lambanın bilinen ampul ile savaşı günümüze kadar sürdü.

Aynı evin içinde banyoda yumuşak ışığı ile floresan galip gelebilirken, yatak odasında mücadeleyi romantik ışığı ile ampul kazandı. Uzun mücadele sonunda zafer floresanın oldu. Bunun esas sebebi ise evlerdeki tercihin değişmesi değil, elektrik giderlerinin azaltılması gereken yoğun yaşamın olduğu işyerleri ve okullardı.

18 Watt'lık bir floresan lamba, 75 Watt'lık bir ampul kadar ışık verebilir. Yani floresanlar daha az enerji harcayıp, daha çok ışık verirler, yaklaşık yüzde 75 enerji tasarrufu sağlarlar. Piyasa satış fiyatları daha yüksektir ama en az on misli daha uzun ömre sahiptirler. Işık tek bir noktadan değil de tüpün her tarafından geldiği için daha fazla dağılır. Mavimsi ışıkları daha yumuşaktır ve gözleri yormaz.

Floresan lambalarda, elektrik düğmesine basıldığında, transformerden geçen elektrik, tüpün bir ucundaki elektrottan diğerine bir ark oluşturur. Bu arkın enerjisi tüpün içindeki cıvayı buharlaştırır. Bu buhar elektrik yüklenerek gözle görülmeyen ültraviyole ışınları saçmaya başlar. Bu ışınlar da tüpün iç yüzeyine kaplanmış olan fosfor tozlarına çarparak görülen parlak ışığı oluşturur.

Floresan lambalar ilk açılışları sırasında çok elektrik çekerler. Halbuki bu miktarda enerjiyi bir saatlik açık durumda ancak harcarlar. Ayrıca çok sık açıp kapama ile ömürleri de kısalır. Örneğin tipik bir floresan lamba devamlı açık bırakıldığında 50.000 saat çalışabilir. Üç saatlik aralarla kapanıp açıldığında ömrü 20.000 saate düşer. Sonuç olarak floresan lambaları bir saat sonra açacaksanız hiç kapatmamanız daha ekonomik olabilir. Normal ampullerde açıp kapamanın ciddi bir etkisi yoktur.

Bazı insanların floresan tipi ışıklara duyarlıkları vardır. Aslında ayırt edemeyiz ama floresanın ültraviyole içeren arkı saniyede 120 kez çakar. Işığın bu frekansı bazı insanlarda migren denilen baş ağrıları yaratabilir. Bu titreşimleri lambaya doğrudan baktığınızda göremezsiniz ama gözünüzün köşesinden baktığınızda görebilirsiniz.

Evlerdeki çiçekler genellikle yeşil yapraklı olup, ışığın kırmızı ve mavi kısmını absorbe ederler. Mavi onlar için özellikle önemlidir. Ampul ışığında mavi renk çok azdır. Bu nedenle evdeki çiçekler için floresan lambalar daha faydalıdır.