25 Şubat 2013 Pazartesi

Kötü Ağız Kokusu (Halitosis)

agiz-kokusuKötü ağız kokusu, çoğu zaman mahcubiyete, sosyo-psikolojik problemlere sebep olur; hatta evlilikleri bile etkileyebilir.

SEBEPLERİ:


* Ağız boşluğunda yaşayan bakterilerin artıkları olan sülfürlü bileşikler kötü kokuya yol açar. Ölü ve ölmek üzere olan bakteriler sülfür bileşikleri açığa çıkarır.
* Bakteri tabakaları ve yiyecek artıkları dilin arka tarafında birikir. Dilin yüzeyi oldukça pürüzlü bir yapıdadır ve bakterilerin yaşamasına elverişli bir özelliğe sahiptir. Büyük miktarda sülfür bileşikleri de bu alanlarda birikir.
* Eğer diş yüzeyi temizlenmezse kısa sürede bakterilerin yaşamasına elverişli bir hal alır.
* İleri derecede dişeti rahatsızlığına sahip olanlarda kişinin kendi başına temizleyebilmesi pek mümkün olmayan, ulaşılamayan alanlar vardır. derin dişeti cepleri gibi böyle alanlar da kötü kokuya sebep olur.
* Şanslıyız ki ağız boşluğundan kaynaklanan kötü kokuların tedavisi kısa sürede sonuç vermektedir ve problem halledilebilmektedir.

Diş Çürükleri

dis-curukDiş çürüğü nedir?


Diş çürükleri daha çok koyu renklenmelerle birlikte görülen oyuklar olarak algılanmaktadır. Önlenebilir bir hastalık olmasına karşın dünyada diş çürüğü deneyimi yaşamayan çok az insan vardır.

Dişler neden çürür?


Ağızda bulunan bakterilerden oluşan bakteri plağı, şekerli ve unlu yiyeceklerin ağızda kalan artıklarından asit oluşturabilmektedir. Bu asitler, dişlerin mineral dokusunu çözerek dişin minesinin bozulmasına ve sonuçta da diş çürüğünün başlamasına ve dişhekimlerinin kavite dedikleri oyuklara neden olmaktadırlar.

Estetik Dolgular

Kompozit Reçineler






Kompozit Reçine nedir?

İçerisinde silikon dioksit parçacıkları bulunan bir plastik karışımdır. Diş renginde olduğu için beyaz dolgu olarak adlandırılır. 1960 yıllarında sadece ön taraftaki dişlerde kullanıldıkları halde materyalin ileri derecede geliştirilmesiyle çiğneme basınçlarına dayanıklı ve aşınma miktrası minimuma indirgenmiş bir dolgu maddesi arka dişlerde de başarılı olarak uygulanabilmektedirler.

11 Şubat 2013 Pazartesi

Lazer Epilasyon Çeşitleri

lazerepilasyonLazer Epilasyon günümüz teknolojisinde Epilasyon konusunda gelinen en son noktadır. Lazer epilasyon 'da amaç, kıl üretimini gerçekleştiren kıl kök hücresini lazer ışığı ile tahrip edip bir daha kıl üretmesini tamamen engellemektir. Tahrip edilerek yok olan kıl hücresinin de bir daha kıl üretmesi mümkün olmadığından epilasyon yöntemleri arasında lazer epilasyon en iyi epilasyon yöntemidir.

Lazer Epilasyon Cihazlarının farkları ve üstünlükleri nelerdir?

Lazer epilasyon Hakkında

lazerepilasyonLazer epilasyon insan vücüdunda oluşan tüylenmenin tedavisinde kullanılan en önemli gelişmelerden biridir.
Lazer epilasyon kullanımından daha öncelerde insanlar istenmeyen tüylerin yok edilmesi için ağda, traş, cımbız gibi tedavi edici olmayan yöntemler kullanmaktaydılar.
Lazer Epilasyon ile birlikte bu tür eylemlere gerek kalmadan, insan vücudunda oluşan ve istenmeyen tüylenmenin önlenmesi için kalıcı bir çözüm bulunmuş oldu.
Lazer epilasyon ve bu yöntemden daha farklı olan iğneli epilasyon yöntemide lazer epilasyon gibi kalıcı çözüm olmaktadır, iğneli epilasyon lazer epilasyona göre daha fazla zaman almakta, bunun yanında ağrılı ve daha pahalı olması yönünden cezbediciliği kalmayan bir yöntemdir.
Lazer epilasyon uygulamasında açık tenli ve koyu renkli tüylenmesi olan kişilerin daha başarılı sonuçlar elde ettiği gözlemlenmiştir.

Lazer Epilasyon

lazer-epilasyonİstenmeyen tüylerden kurtulmanın en hızlı ve sağlıklı yoludur. 810 nm diode lazer ve Bi-polar radyo frekanslarının kullanılmasıyla, kıl ve foliküller hedeflenerek ortadan kaldırılır. Melaninden bağımsız olarak RF açık renk kıllarda ve bronz tenlerde diğer tüm lazerlerden daha iyi bir etkiye sahiptir. Lazer cihazı ile üretilen enerji bir dalga boyu ışıktır.Cilde zarar vermeden kıl köküne geçen bu ışık röntgen gibi ışınların aksine vücutta herhangi bir artık bırakmaz. Lazer uygulama, güvenliği ve etkinliği FDA(food and drug association) tarafından 1997 yılında onaylanmıştır. 12 yaş üzeri herkese, uygun nitelikteki koruyucu gözlükle gözler korunarak vücuttaki tüm bölgelere uygulanabilir. Ortalama 4-6 hafta aralıklarla yapılan 4-8 seans ile etkinlik sağlanır. Tek seansta sonuçlanmama nedeni ise, kıl köklerinin sadece aktif gelişme döneminde lazere duyarlı olmasıdır. Dinlenme ve gerileme fazındaki kıl köklerine etki etmek için gelişme dönemine geçmeleri beklenir. Kılların rengi, büyüme devresi değişiklikleri kişiye, hatta aynı kişinin farklı bölgelerine göre değişir.

Hiperaktif Çocuklara Balık Yağı..

balik-yagiOmega-3 yağ asidi, dikkat eksikliği için de öneriliyor
Hiperaktif çocuklarda, Omega-3 yağ asidi içerikli şuruplar, rahatsızlığın giderilmesinde önemli rol oynuyor..

Üniversite Yetkilisi Hasan Koç, ”özellikle hiperaktivite gözlenen çocuklarda, Omega-3 yağ asidi içerikli şuruplar, rahatsızlığın giderilmesinde büyük yarar sağlıyor. Bunu hastalarımızda net bir şekilde gözlemliyoruz” dedi.

Hamilelik sırasında dengeli beslenmeyen annelerin çocuklarında vitamin ve mineral eksikliğine bağlı olarak bazı rahatsızlıklar görüldüğünü de söyleyen Koç, ”hamilelik ya da bebeklik döneminde, beyinsel gelişim için gerekli vitamin ve mineralleri alamayan çocuklar için, Omega-3 yağ asidi takviyesi önerilmektedir” dedi.

“Yararlı olduğu bir başka rahatsızlık ise dikkat eksikliği”

Vücuttaki çatlaklara veda Edin

catlaklarKadınların korkulu rüyası çatlaklardan kurtulmanın yolları…

Uzmanlar, çatlakların büyüme çağındaki genç kızlarda, gebelerde ve kortizon tedavisi sonucunda ortaya çıkabileceğini belirtiyor.

Vücut çatlaklarını tıpkı birer yara izi gibi değerlendirmek mümkün. Cilt aşırı derecede basınçla karşılaştığında yıpranır. Dolayısıyla cildin yapısı bozulur ve çatlaklar ortaya çıkar. Önceleri pembe renkli olan bu çatlaklar zamanla beyaza yakın bir renk alır. Ciltteki bu noktalar bronzlaşmaz ve gözden kaybolmaz. Bu çatlakları ortadan kaldırmaktansa çatlak oluşumunu önlemek daha kolaydır. Çatlakların ortadan kaldırılması için ise, çoğu zaman basit estetik müdahalelere veya kozmetik ürünlerine ihtiyaç duyulur.

Soğuk suyla duş yapmak en iyi çözümlerden biri. Duşu çatlakların bulunduğu bölgenin üzerine tutarak dairesel hareketlerle gezdirmek de kan dolaşımını artıracağı için, yeni oluşmuş taze çatlakların ortadan kaldırılması için etkili bir yöntem. Bu şekilde hücreler canlanarak yeniden elastik bir yapıya kavuşacak, dolayısıyla da çatlaklar kaybolacaktır.

Erkekler seksten neden uzaklaşır

fft99_mf1203904İşte onlara kabus gibi gelen sebepler…Amerikalı Evlilik Terapisti Bob ve Susan Yager Berkowitz Çifti evliliklerinde cinselliğini yaşayamayan 4 bin erkek ve kadın üzerine bir araştırma yaptı. Araştırma sonuçları “O Artık Yalnız Değil” adı altında kitap haline geldi. Sonuçlar tam bir kabus. Evli erkeklerin sadece cinsellikten değil, öpüşmek, sarılmak ve dokunmaktan bile kaçtığı ortaya çıktı.

KORKUTAN GERÇEKLER
Evlilik terapisti Bob Berkowitz ve eşi Susan Yager- Berkowitz’in yazdığı “O Artık Yalnız Değil” (O ile kastedilen erkek) adlı kitap ABD’de en çok satan kitaplar listesine girdi. Her gün pek çok çiftin derdini dinleyen Bob Berkowitz ve eşi Susan Yager-Berkowitz’in, evliliklerinde cinselliği yaşamayan 4 bin kadın ve erkek üzerinde yaptıkları araştırmaya göre çiftler sadece seksten kaçmıyor ayrıca dokunmaktan, sarılmaktan ve öpüşmekten de kaçınıyor. Bir çok çift birbirlerine bir kere bile “seni seviyorum” dememiş. Bir çoğu birlikteyken kendilerini yalnız hissediyor.

Çift herşeyden önce şu gerçeğin altını çiziyor: “Amerika’nın ortak cinsel sorunu tutku eksikliğidir.” Tutkusuz ya da aşksız diye bir şeyi tam olarak yapmak zaten mümkün değil. Tutku eksikliğinde en az kadınlar kadar erkeklerin de suçlu olduğunu kaydeden Bob Berkowitz, “ABD’deki 20 milyon kadar evlilik fiziksel tutkudan yoksun. Amerikalı çiftlerin yüzde 15 yüzde 20’si yılda en fazla 10 kere seks yapıyor. Araştırmamıza katılan kadınların yüzde 66′ı seks olmayan bir evlilikte kendini allak bullak olmuş ve kırılmış hissediyor” diyor.

9 Şubat 2013 Cumartesi

Göz Tansiyonuna Dikkat

goz-tansiyonuHalk arasında ”Karasu” olarak bilinen Glokom’un (göz tansiyonu) milyonlarca insanı etkileyen yaygın bir göz hastalığı olduğunu belirten uzmanlar, erken teşhisin önemine dikkat çekiyor

Öğretim Üyesi Doç. Dr. Faruk Öztürk,  Glokom’un birçok hasta tarafından ancak ileri dönemde, belirgin görme kaybı ortaya çıktığında fark edilebildiğini belirterek doktor tarafından düzenli aralıklarla yapılan muayenelerin Glokom’un erken tanı ve tedavisi için en iyi yol olduğunu ifade etti.

Çocuklarda Ateş ve Ateşli Havale

cocuklarda-atesNormalin üstündeki vücut ısısı olarak tanımlayabileceğimiz ateş, anne babaları korkutsa da aslında çocuk için zararlı değil hatta yararlıdır. Çocuk hastalıklarında, özellikle enfeksiyonlarda görülen bir bulgudur, kendi başına bir hastalık değildir. Ateş, vücudun enfeksiyon etkeniyle savaşmasını, bağışıklık sisteminin daha iyi çalışmasını sağlar.

Kaç Dereceye Ateş Demeliyiz?


Bu, ateşin ölçüldüğü yere göre değişir. Makattan yapılan ölçümlerde 38 derece üzeri, ağızdan 37.5 , koltuk altından 37.2, kulaktan 38 derecenin üstündeki değerler ateş olarak kabul edilmelidir.

Bebeklerde Reflü

bes_cocuktan_biri_refluMide içeriğinin sindirim borusuna geri kaçması olarak tanımlanan REFLÜ her yaşta çocuk ve erişkinde görülse de, en sık olarak görüldüğü dönem bebeklik dönemidir.

Bebeklerde Reflü Neden Sık Görülür?


Normalde sindirim borusunun alt ucundaki kaslar gevşeyerek gıdaların mideye geçişine izin verir, ardından kasılarak geri kaçışa engel olur. Bebeklerde, bu kapakçık mekanizması henüz yeterince çalışmamaktadır. Bebeklerin sıvı gıdayla beslenmeleri, çoğunlukla yatar pozisyonda olmaları da reflüyü kolaylaştırmaktadır.

Fizyolojik Reflü Nedir?


Bebekte, sık görülen reflü çoğunlukla fizyolojiktir, yani hastalık olarak kabul edilmez. Bu bebekler iyi beslenip kilo alırlar, keyifleri yerindedir. Sadece aile çok kustuğundan şikayetçidir. Bebek büyüdükçe, katı gıdalara geçtikçe, mide girişindeki kapakçık daha iyi çalıştıkça kusma giderek azalacaktır. Böyle bebeklere, tedavi vermek gerekmeyecektir.

Saç Kepeklenmesi

kepek-bulasici-bir-sorun-degildirSaç diplerinde kepeklenmeler, televizyon reklamlarından tanıdığımız Neşe Hanım'da olduğu gibi pek çok insanda doğal yapının bir parçası olarak, değişik oranlarda bulunabilir. Bu kepekler, ince un kepeği görünüşündedir, yapışık olmadıkları için de kolayca dökülür, saçılırlar. Kimin kepekli, kimin kepeksiz olması gerektiğine nasıl karar verildiği veya başka bir deyişle olayın nedeni belli değildir. Kişisel yatkınlığın üzerine bazı bakteriler ve özellikle de mantarlar suçlanır. İlişki kesin ispatlanamamış olmakla birlikte tedavide mantar ilaçları sıklıkla iyi etki yaparlar. Bazen psikolojik gerginlikler, başın kapalı kalması veya basit tahrişler de arttırıcı etki yapabilir. Şampuan, saç kremi, jöle, briyantin vb. kozmetik ürünlerin özel bir arttırıcı etkisi yoktur. Saçlar yıkandıktan sonra iyi durulamamak da kepek nedeni değildir. Bu tip kepeklenmenin koyu renk elbiseler üzerindeki pasaklı görünümü dışında bir zararı yoktur. Kesin ve köklü olarak tedavi edilemese de özel kepek şampuanları ve losyonları ile uzun süre kepeksiz kalınması sağlanabilir. Bu ilaçlar, çok uzun süre kullanılırlarsa etkinlikleri azalabilir. Bu nedenle Deri Hastalıkları Uzmanınızın önereceği zamanlarda değiştirilmeleri yararlı olacaktır.

Hipertansiyon

hiper-tansiyonTürk Kardiyoloji Derneği tarafından yapılan sağlık taramaları sonucunda ülkemizde 11 milyon hipertansiyon hastası olduğu tespit edilmiştir. Bu hastaların 6 milyonu erkek iken 5 milyonu kadındır.

Hipertansiyon hastalığı oldukça sinsi seyreden ve şikayet bulgusu neredeyse olmayan bir hastalıktır. Hipertansiyon hayati organlar üzerinde telafisi çok zor ve hatta geri dönülemez tahribatlar yaratmaktadır. Bu hastalıklar içerisinde koroner kalp hastalıkları (kalp krizi enfaktüsü) kalp yetmezliği, felç, böbrek yetmezliği ve tansiyona bağlı körlük ilk sırayı almaktadır.

Yapılan bilimsel araştırmalara göre hipertansiyonun 30 -40'lı yaşlarda görülme oranı yüzde 20; 50 -60'lı yaşlardaki yetişkinlerde yüzde 50; 60'lı yaşların üzerindeki her üç erişkin insanın birinde hipertansiyon görülmektedir.

Hipertansiyon erkeklerde, kadınlardan daha sık görülse de; menopoz dönemi sonrası hipertansiyona yakalanan kadın sayısı önemli ölçüde artmaktadır.

Sıcak Tutan Yiyecekler

Sicak_tutan_yiyeceklerİnsanlarda vücut sıcaklığı dış sıcaklığa aksi olarak değişmektedir. Dış sıcaklık ne kadar azalırsa bedende oksidonyonlar o kadar hızlanır. Bunun neticesi olarak ısı oluşumu o kadar artar.Yalnız soğukta karaciğerde oksidonyonlar artar ve sıcaklık birkaç derece yükselir.Soğuk havalarda sıcak şeyler içmek ve iyi giyinmek suretiyle fiziksel olarak ısı kaybını önleyebiliriz.

Doğan Sağlık Grubu Diyetisyeni Emine Sezen; “Yağlar en fazla enerji veren besin öğesidir. Eşit miktarlardaki karbonhidrat ve proteinlerin iki katından fazla enerji verir. Böylece vücut en ekonomik şekilde enerji gereksinimini yağlardan karşılayabilir. Devamlı yağ tabakası ise vücut ısısının kaybını önler.Karbonhidrat ise karaciğerde glikojen olarak depolanır.İhtiyaç duyulduğu anda glikoz formuna dönecek enerji ihtiyacımız karşılanır.Tüm bu bilgiler ışığında kişi duyarlı beslenmeli,tüm besin gruplarından almalı,enerji versin diye tek tip beslenme yapmamalıdır.” dedi.

Bu bölümden soğuk iklimlerde fazla yağ alınması fizyolojik bir ihtiyaca cevaptır. Bunun yanı sıra karbonhidratlarda enerji veren kaynaklardandır. Bütün bu nedenle kişiler ihtiyacı olan kaloriyi yalnız yağ veya yalnız karbonhidrat tüketerek değil dengeli bir şekilde yani;

Katarakt Nedir?

KataraktGözlük numarasındaki hızlı ve ani artışlar, bakılan yerde gölgeler görme, renkleri zor ve soluk algılama kataraktın en önemli belirtileridir.

Katarakt kalıcı körlüğe neden olur mu?

Katarakt şeffaf olan lensin, matlaşmaya başlayarak gözün önünde görme netliğini bozan bir sis perdesinin oluşması gibidir. Gözün bölümleri kamera parçalarına benzer. Gözde de tıpkı kameraların içindeki gibi lensler bulunur. Fotoğraf makinesinin lensi lekeli olduğunda ya da çizildiğinde fotoğrafın bulanık olması gibi, insan gözündeki katarakt sonucunda da lens saydamlığını yitirir. Bu durum görüntüyü bulanıklaştırır ve hastalarda görmede bulanıklara neden olur. Ancak katarakt konusunda bazı yanlış anlamalar vardır. Katarakt göz üzerindeki bir film değildir ve gözü fazla kullanmamaktan oluşmaz. Ayrıca kalıcı körlüğe ve kansere de yol açmamaktadır.

Belirtileri nelerdir?

Kataraktın en önemli belirtisi hastanın görme fonksiyonlarında meydana gelen değişikliktir. Bu değişiklik uzağı görememe, yakını görememe şeklinde olabilir. Ya da daha önce kullanılan gözlüklerle net görememe biçiminde ortaya çıkabilir. Hasta baktığı yerlerde gölgeler görüp, renkleri ayırt edemez. Renkler zor veya mat olarak algılanır; özellikle mavi renk konusunda hasta sorunlar yaşar. Bazı hastaların geceleri şikayetleri daha da artar; görmede zorluk veya gece körlüğü belirgindir. Gece karanlığında araba kullananlarda ışıklar etrafında renkli halkalar oluşur. Bunların yanı sıra çift görme, şekilsiz ve bulanık görme, kontakt lens veya gözlük numaralarının sık sık değişmesi, derinlik hissinin kaybı, göz yorgunluğu ve baş ağrısı gibi belirtiler vardır. Ayrıca bakıldığı yerde siyah lekeler, gölgeler görme gibi şikayetler bize kataraktı düşündürür.

Kemik Erimesi(Osteoporoz)

kemik-erimesiHalk arasında kemik erimesi olarak bilinen osteoporoz bir modern çağ hastalığıdır.Yaşam süresinin uzaması ile osteoporozla ilgili komplikasyonlar katlanarak artmış,tanı yöntemlerinin gelişmesiyle de risk altındaki hastaları erken dönemde teşhis etmek mümkün olmuştur.

Osteoporoz Nedir?

Kemik kitlesinde azalma, kemik dokusunun mikro mimari yapısının bozulması ile karakterize bir hastalıktır. Buna bağlı olarak kemik kırılganlığında artış hastalığın en önemli özelliğidir. Vücudumuzdaki tüm dokular gibi kemiklerimizde yaşayan dokularımızdır. Hayatımız boyunca kemiklerimizde yapım ve yıkım devam eder. 30-35 yaşlarına kadar yapım yıkımdan fazladır böylece kemiklerimiz büyür, ağırlaşır ve yoğunlaşır. Bu yaşlardan sonra yavaş yavaş kemik yıkımı, kemik oluşumunu geçer ve bunun sonucunda da osteoporoz hastalığı gelişebilir. Kemik kaybının en hızlı olduğu dönem menopozdan sonraki ilk yıllardır.

Ağız İçi İltihapları Stomatitler

agiz-izi-iltihabıAğıziçinin tipik iltihapları ağızdaki nedenlerden kaynaklanıyorsa birincil, başka hastalıklardan kaynaklanıyorsa ikincil olarak nitelenir. Stomatit ağız mukozasının akut ya da kronik biçimde iltihaplanmasıdır. Ağız mukozasında enfeksiyona yol açabilecek duruma gelmiş çeşitli mikropların varlığına bağlı olarak gelişir. Kanamalı Stomatit kolayca kanayan dişeti mukozasının kızarması ve şişmesi ile kendini belli eder. Çoğu kez genel bir hastalığa, zehirlenmeye ya da vitamin yetmezliğine bağlıdır

Yunanca'da stoma "ağız", itis "ilti­hap" demektir. Stomatit geniş anlamıy­la ağız içindeki bütün iltihaplan içerir. Dar anlamıyla ise gerçek ağız boşluğu mukozasıyla sınırlı olarak kullanılır. İl­tihap dildeyse glossit, dişeti mukozasındaysa jinjivit adını alır. Ağız mukozası doğrudan doğruya ağızdaki nedenlerle kolayca hastalanır. Ayrıca bazı genel hastalıkların da ilk belirtileri ağızda or­taya çıkar. Bu nedenle ağız içi iltihapları birincil ve ikincil olarak ikiye ayrılır. İlki başka hastalıklara bağlı olmadan gelişir. İkincil olanlar başka organlann hastalanmasından sonra ortaya çıkar.

Aft nedir ?

agiz-izi-iltihabıAFT TARİFİ
Aft ağız içerisinde sıklıkla yanak ve dudak mukozasında, dil üzerinde, yumuşak damakta, farenkste, diş eti üzerinde görülen solgun sarı-kırmızı hale ile çevrili oldukça ağrılı ülserleşmiş lezyonlardır. Toplumun %18-20 az ya da çok aft sorunu ile karşı karşıyadır. Bayanlarda daha sıklıkla rastlanır. Aft genellikle tek olarak seyretse de aynı anda birkaç bölgede birden görülebilmektedir.

Aftın oluş nedenini belirlemek için çeşitli araştırma yapılmıştır. Ancak aftın oluşumunu hızlandırıcı ve seyrini kötüleştirici birçok faktör faktör saptanmasına karşın oluş nedeni tam olarak belirlenememiştir.

Bu nedenle aft oluşumunu hızlandıran ve iyileşmesini geciktiren faktörlerden bahsetmek mümkündür.

Aft oluşumunda hangi faktörler önemlidir?

Panik Atak

panik-atakYeterince nefes alamadığınızı hissediyorsunuz, kalbiniz yerinden fırlayacakmış gibi atıyor, içiniz sıkışıyor. Herkesin günlük yaşamında yaptığı bazı şeyleri yapamıyorsunuz; süpermarkete ya da sinemaya gitmek, uçağa ya da asansöre binmek gibi. Kaygılanıp, korkuyorsunuz. Korkularınızın herhangi mantıklı bir nedeni olmadığını biliyorsunuz ama yine de bu duygunuzla başedemiyorsunuz. Aklınızı yitireceğinizi, tümüyle kontolünüzü kaybedeceğinizi, bayılacağınızı hatta kalp kirzi geçirip öleceğinizi düşünüyorsunuz. Yalnız değilsiniz!

Alkol Bağımlılığı

alkol-bagimliligiTarihçe
* 8 bin yıl önce Mezopotamyalıların arpayı ekmek yapmak için ilk ıslah etmesiyle bira yapımı başladı.

* 6 bin yıl önce Sümerler, Godin Tepelerinde (Batı İran ve Anadolu) bira ve şarap içiyorlardı.

* Paleolitik çağda fermente edilmiş meyve, tahıl ve baldan alkol yapılıyordu.

* Metanol, Yunanca Methy ve Sanskritçe Madhu kelimelerinden gelir ve bal, sarhoş eden madde anlamına gelir.

* Alkol kelimesi Arapçadan gelmektedir.

* Distilasyon, İS 8. yy’da Arabistan’da başlamıştır.

Hamilelikte ev ortamı nasıl olmalıdır ?

hamile_beslenme_Hamilelikle ev ortamı, özellikle banyo ve tuvalet, kazalara, düşme ve kaymalara kar­şı düzenlenmelidir. Banyoda ve tuvalet­te iken gebeler kapıyı arkadan kilitlememelidir.

Hamilenin bulunduğu evde veya hiç değilse bulunduğu odada, si­gara içilmemelidir.
Ev günlük olarak ha­valandırılmalıdır.

8 Şubat 2013 Cuma

Sağlıklıksız Beslenme Kalbi Hızlı Yaşlandırıyor.

sagliksiz_beslenmenin_nedenleri100 ülkeden toplam 189 kalp vakfı ve kardiyologlar topluluğunu bünyesinde barındıran Dünya Kalp Federasyonu bu yılki etkinliklerde, Kalbiniz Ne Kadar Genç? sloganını benimsendi.
Dünya Kalp Günü nedeniyle çeşitli ülkelerde bu çerçevede sağlık kontrolleri, yürüyüş ve koşular, bilimsel toplantılar, sergi, konser ve spor turnuvaları düzenlenecek.

Katılımcılardan da Kalbiniz Ne Kadar Genç? sorusunun yanıtını düşünmeleri istenecek. Dünya şampiyonu olan İtalya futbol takımının kaptanı Fabio Cannavaro da kampanyaya destek veriyor.

Cannavaro kampanya çerçevesinde yaptığı açıklamada, Sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizler, hem kalbimi genç, hem de kariyerimi uzun tutuyor dedi. Dünya Kalp Federasyonunun açıklamasına göre fiziksel hareketsizlik, sağlıksız beslenme ve tütün kullanımı gibi sorunları yoluna koymak, bir kişinin kalp hastalığı riskini yüzde 80 oranında azaltabiliyor. Bu konuda dikkatli olmamak ise kalbi daha hızlı yaşlandırıyor.

Kalp hastalıkları dünyadaki bir numaralı ölüm nedeni. Her yıl 17,5 milyon kişi kalp hastalığı ve kalp krizinden ölüyor. Her hafta 1 saat koşmak bile, kalp hastalığı riskini yüzde 42 oranında azaltabiliyor.

Kalp Krizinden Nasıl Korunulur?

kalp_krizKalp ve damar hastalarının, egzersiz sayesinde ve stresi azaltarak kalp krizi riskini en düşük seviyeye indirebileceği bildirildi.

ABD’nin Kuzey Carolina eyaletindeki Duke Üniversitesi Tıbbi Araştırma Merkezi tarafınca yürütülen bir araştırmada, spor yapan ve rahatlama seanslarına katılan kalp ve damar hastalarının, kalp krizi tehlikesinin azalmasını sağladığı belirlendi.

6 Şubat 2013 Çarşamba

Seks sırasında en iyi zevki almak için 9 öneri

seskte-zevkSeksologlara göre zevkli bir seksin yolu vücudunuzla barışık olmaktan ve fantezilerinizi geliştirebilmekten geçiyor.

20-40 yaşları arası seksin en yoğun yaşandığı, kadın ve erkeğin en aktif olduğu yaşlardır. Ancak bu yaş aralığının dışında da arzulanma arzusunu, vücuduyla barışık olma arzusunu, orgazm tecrübesini, fantezilerini iyi değerlendiren her birey hayatı boyunca cinsel yaşamını devam ettirebilir.

Yaş ilerledikçe veya uzun birlikteliklerde cinsel istekte azalma, erkeklerde ereksiyon ve boşalma problemleri, kadınlarda lubrikasyon-kuruma- problemleri meydana gelebilir. Bu gibi faktörler cinselliği de mecburiyettenmişcesine tek düze ve rutin hale getirebilir. Bu rutin yaşam; çiftlerin birbirleriyle yakınlaşmaları, arzularını muhafaza edebilmeleri, vücutlarıyla barışık olmaları, fantezilerini geliştirebilmeleri, cinsel tercihlerini gözden geçirmeleri gibi hususlarla önlenebilir.

Vajina Kaşıntısı

vajinal_kasintiya_ne_iyi_gelirŞikayet:

Vajinada kaşıntı veya aşırı, farklı renkli ve çürük kokan bir akıntının olması.

Nedenleri:

Mantar enfeksiyonu : Koyu, beyaz, peynirimsi bir akıntınız var, vajina bölgesinde tahriş ve kaşınma söz konusu. Mantar enfeksiyonu çoğu kez antibiyotik veya doğum kontrol hapları alındıktan sonra ya da hamilelik esnasında gelişir.